Apis mellifera olarak bilinen ve çevre dostu olan bal arıları; bitkilerin tozlaşmasında önemli bir yere sahiptir. Bal arıları, karıncalarla yakın akrabadır ve iki grup da eşek arıları ile ortak olan bir atadan evrimleşmiştir. Bal arılarının evrimleri süresince diğer böcek türlerinden farklılık göstererek kendilerine has olan anatomik ve morfolojik yapılarını geliştirmişlerdir. Örnek vermek gerekirse bal arılarında polen toplamaya yarayan polen sepetçiklerinin oluşması, nektar ve polenle beslenmeye geçiş bu gelişmelerden en tipik olanlarıdır.

Arılar, insanların besin olarak tükettiği bir yiyeceği üreten tek böcek türüdür. Ayrıca bal arıları kanatlarını saniyede 200 defa çırpabilirler. Bu da onların ayırt edici “vızıldama” sesinin sebebidir. Bir bal arısı bu şekilde hiç durmadan 10 kilometre kadar uçabilir ve saatteki uçuş hızı yaklaşık 20 kilometreyi bulur.

BAŞ: 

Arılarda baş önden bakıldığında bir üçgeni andırır. Başta gözler, duyarga ve ağız parçaları bulunur. Arılarda duyarga; koku, tat, dokunma ve hissetme duyularını algılamayı sağlayan bir yapıdır. İki çift şeklinde bulunur. Oldukça kuvvetli kaslar yardımıyla her yöne hareket etme kabiliyetine sahiptirler. Duyargalar içerisinde bulunan sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilmektedirler. Arıların duyargaları o kadar hassastır ki 2 km mesafedeki balın kokusunu bile alabilirler.

Arıların ağız yapısı; üst dudak, üst çene, alt çene ve alt dudak olmak üzere dört kısımdan meydana gelir. Yalayıcı-emici ağız tipine sahiptirler. Alt çeneleri koparıcı özellik gösterir. Alt çene ve alt dudak probozisi oluştururlar. Bu yapı hortum benzeri bir yapıdır ve bu yapının uzantısı olan dil, sıvı gıdaların alınmasını sağlar. Üzeri kıllarla kaplı olan dil kısmı ise iç içe geçmiş halkalardan oluşmaktadır. Bu yapısından dolayı dil gerektiğinde uzayıp kısalabilme özelliğine sahiptir. Beslenme işlemi bittiğinde probozis kıvrılarak başın arka kısmına katlanır ve dil eskiye nazaran oldukça kısa görünmektedir. İşçi arılar üst çenelerini polen almak, petek yapımında mum işlemek, herhangi bir şeyi tutup kavramak gibi işlerde kullanırlar. Arılarda hortum nektar, bal, şurup veya su gibi sıvı besinleri almak için kullanılır. Baş yapısı itibariyle de önemli salgıların yapıldığı bölgedir. İşçi arıların yutak üstü salgı bezleri genç yaşta arı sütünü, daha ileriki yaşlarda baldaki sakkarozu parçalayan enzimleri salgılar. Çenede bulunan bezler tarafından ana arıda ana arı feromonu, işçi arılarda ise alarm feromonu salgılanır.

GÖĞÜS: 

Arılarda göğüs hareketi dört segmentten oluşmaktadır. Karnın ilk halkası göğsün son halkasıyla birleşmiştir. Göğüste bulunan üç segmentin her birinden bir çift olmak üzere üç çift bacak ve iki çift kanat bulunmaktadır. Bu nedenle göğüs arının hareket merkezidir. Bacakların arının hareket etmesini sağlaması dışında başka görevleri de vardır. Bal arıları öndeki bir çift bacağını, baş ve antenlerin temizliğinde kullanır. Orta bacaklar dayanmayı ve tutunmayı sağlar. Aynı zamanda polenin ön kısımdan arka bacaklara aktarılmasını ve polen sepetine doldurulmasını sağlar. Üzerindeki sert tüylerden dolayı bunlara “fırça” da denmektedir. Arka bacaklar üzerinde bulunan polen sepetçiği polenin kovana taşınmasını sağlar.

Bal arıları iki çift kanata sahiptir. Kanatlar çok ince iki zardan yapılmış olup kitinleşmiş damarlarla desteklenmiştir. Ön kanatlar, arka kanatlarla birlikte uçuşu ve uçuşu yönlendirmeyi sağlarlar. Arılar kanatlarını kullanarak havada belirli bir noktada sabit kalabilir, uçuş yönlerini değiştirebilir ve çeşitli yönlere dönüş yapabilirler.

KARIN (ABDOMEN):

Arıların karın kısmında mide, bağırsak ve üreme organları gibi iç organlarla balmumu bezleri ve iğne bulunur. İşçi arılar, hayatının balmumu yapma döneminde kalınlaşarak mum salgılama yeteneğini kazanmaktadırlar. Ayaklar yardımıyla ağza götürülen balmumu pulcukları ağızda yumuşatılır ve petek gözlerinin yapımında kullanılır. Mum örme dönemini tamamlayan işçi arılarda mum salgı bezleri dejenere olarak birer sıra hücre tabakasına dönüşür.

İşçi arılar ve ana arıda abdomenin sonunda iğne bulunmaktadır. İğne, iğne odacığından çıkan ince, sivri uçlu bir savunma organıdır. İşçi arıların iğnesi geriye çentiklidir; bu yüzden işçi arılar birisini sokmak üzere iğnesini batırdığında geri çekemez. Çentikler testere benzeri çıkıntılar olup bu çıkıntıların sivri uçları iğnenin batış yönünün tersine doğrudur. Bundan dolayı arılar kendi hayatını tehlikede görmediği sürece insanları sokmaz.  

ARI KOLONİSİNİ OLUŞTURAN BİREYLER

Bal arıları koloni adı verilen topluluklar halinde yaşayan sosyal böceklerdir. Bir arı kolonisi ana arı, işçi arı ve erkek arıdan oluşur. Ana arı ve işçi arılar dişi bireylerdir ve döllü yumurtalardan gelişirler. Erkek arılar ise dölsüz yumurtalardan gelişirler. Bal arıları içgüdüleriyle hareket eden canlılar olduğundan dolayı aynı çevre koşullarında benzer davranışlar gösterirler. Arı kolonilerinde kışın genellikle dişi bireyler vardır. Erkek arılar ilkbaharda görülmeye başlarlar.

ANA ARI:

Normal koşullar altında her arı ailesinde sadece bir ana arı vardır. Ana arılar döllü yumurtalardan gelişirler.

Ana Arının Görevleri;

  • Yumurtlayarak yeni generasyonların meydana gelmesini sağlamak.
  • Salgıladığı feromonla kolonideki bireylerin sevk ve idaresini sağlamak.
  • Arı ailesini bal sezonuna hazırlamak.
  • İşçi arıları polen toplamaya teşvik etmek.
  • Koloninin su ihtiyacını karşılamak vb.

Ana arının vücut yapısı ince ve uzun, rengi diğer bireylere göre daha açık, canlı ve parlaktır. Vücudu işçi arılardan geniş, erkek arılardan daha uzundur. Ana arının kanatları işçi arının kanatlarından daha uzundur. Ancak kanat uzunluğu kendi vücuduna oranla kısa olduğundan uçma yeteneği fazla değildir. Özellikle kolonide yavru yetiştirme aktivitesinin yüksek olduğu dönemlerde karın çok uzundur. Çiftleşme sonrasında uçma yeteneği azalır, bunun sebebi ise vücut büyüklüğünün artmasıdır. Ana arı genellikle kendisini çevreleyen, temizliği ve beslenmesiyle ilgilenen bir grup işçi arı arasında görülür. Yaşamı süresince sadece çiftleşme amacıyla kovan dışına çıkar ve kendi kendine beslenemez. 

Ana Arının Beslenmesi; 

İşçi arıların ana arının ağzına arı sütü vermeleri şeklinde olur. Ana arı işçi arıya göre daha uzun ve çentikli kısmında az çentiği bulunan iğneye sahiptir. Bundan dolayı iğnesini batırıp çıkararak defalarca kullanabilir. Zehir bezleri oldukça gelişmiştir. Ana arı iğnesini kovandaki rakip ana arılara ve ana arı memelerine karşı kullanır. Ana arı, ana arı memesi veya ana arı yüksüğü denilen özel bir göz içerisinde gelişir. Salgıladığı feromonla erkek arılar ana arıyı takip ederler. Ana arı açık havada uçarken 8-10 erkek arıyla çiftleşir. Çeşitli nedenlerle yeterince erkek arıyla çiftleşemeyen ana arı daha sonraki günlerde 2-3 defa çiftleşme uçuşuna çıkar. Çiftleşmesini tamamlayan ana arı kovanına döner ve 2-3 gün sonra yumurtlamaya başlar. Ana arı günde ortalama 1.500-2.000 adet, iyi koşullarda 2.000-3.000 adet yumurta yumurtlayabilir.

Ana arıların salgıladığı feromonlar arıların teması ve gıda paylaşımı yoluyla kolonideki bütün bireylere ulaştırılır. Herhangi bir sebeple anasız kalan ve ana yetiştirme imkanı bulunmayan bir kolonide işçi arılardan bazılarının yumurtalıkları gelişerek yalancı ana meydana gelir. Yalancı analar dölsüz yumurta bırakırlar. Ana arıların ortalama yaşam süreleri 3-5 yıldır.

İŞÇİ ARILAR:

İşçi arılar döllenmiş yumurtalardan meydana gelirler. Koloninin gücüne ve mevsime bağlı olarak kolonide işçi arı sayısı da değişir. Kolonideki işçi arı sayısı kış aylarında 10.000-15.000 arasında değişirken, ilkbaharda sayıları daha da azalır. Baharın ilerleyen dönemlerinde sayıları giderek artar ve yaz aylarında kolonilerde çeşitli faktörlere bağlı olarak 60.000-80.000 adet işçi arı oluşabilir. Kolonilerin gücü sahip oldukları işçi arı varlığına bağlıdır. Normal koşullar altında yumurtlama hariç kolonideki bütün işler işçi arılar tarafından yapılır.

İşçi arıların kolonide sorumlu oldukları işler;

  • Kovan temizliği,
  • Balmumu salgılama petek örme,
  • Arı sütü salgılama ve yavruların bakımı,
  • Kovanın havalandırılması,
  • Ana arının bakımı ve beslenmesi,
  • Kovan bekçiliği,
  • Kovana nektar, polen, propolis ve su taşınması, 
  • Balın olgunlaştırılmasıdır. 

İlkbahar aylarında ve yaz başlarında meydana gelen işçi arılar, ağır bir iş temposu ve yıpranma nedeniyle 35-40 gün yaşarken, yaz sonu ve sonbahar başlarında meydana gelen arılar daha uzun süre yaşarlar. Kuluçka süresini tamamlayıp petek gözünden çıkan işçi arıların görevi hemen başlar. 

ERKEK ARILAR: 

Koloninin en iri bireyleri olan erkek arılar döllenmemiş yumurtadan meydana gelirler. Çevre koşullarına ve koloninin gücüne bağlı olarak kolonilerde Nisan, Mayıs aylarından itibaren erkek arıları görmek mümkündür. En çok oğul mevsiminde görülen erkek arılar, tombul yapılıdır. Erkek arılar çok kısa bir dile sahiptir. Bu nedenle çiçeklerden nektar alamazlar. İğneleri yoktur bundan dolayı kendilerini de koruyamazlar. Koloniler ilkbahar ve yaz başlarında erkek arı yetiştirmeye başlarlar. Geç sonbaharda ve kış aylarında kolonilerde erkek arı bulunmaz. Oldukça tembel ve obur olan erkek arıların başlıca görevi çiftleşme uçuşuna çıkan dölsüz ana arılarla çiftleşmektir. Erkek arı dölsüz ana arıyı havada yakalar ve onunla çiftleşir. Ana arıyla çiftleşen erkek arı çiftleşme organını kaybederek ölür. Ortalama yaşam süresi 55-60 gündür. İşçi arılar ergin erkek arıları koloniden atmak veya erkek arı yumurta, larva ve bazen de pupaların bir kısmını tahrip etmek suretiyle kovandaki erkek arı sayısını düzenlemektedir. Erkek arı yumurtalarının ancak % 50-56’sının ergin arı olarak gelişmesine fırsat verilir. Erkek arıların uçuş amacı; çevreyi tanıma, dışkılama veya çiftleşme olabilir.

ARI DANSI 

Bal arıları, hep birlikte ve iletişim içinde çalışan, koloniler halinde varlıklarını sürdüren canlılardır. Koloniler içerisinde iş bölümü vardır ve yaşa bağlı olarak işçi arılar önce kovan içindeki görevlerde çalışırken daha sonra “tarlacı” dediğimiz ünvanı alırlar ve kovana su, nektar, polen gibi kaynakları getirirler. Önceden iyi bir kaynak keşfetmiş olan tarlacı arılar kovana geri döndüklerinde kovandaki diğer arılara haber verirler. Bunun için de arı dansını kullanırlar. 

Çember Dansı (Round Dance)

Arı dansı temelde iki çeşide ayrılır. Birincisi, aşağıdaki fotoğrafta da görebileceğiniz, çok yakında olan kaynakları anlatmak için kullanılan çember dansıdır. Kovandan 50–100 metre uzakta bulunan bir kaynak keşfeden tarlacı arı, saat yönünde ve aksi yönde hızlı hareketlerle çemberler çizerek diğer arılara çok yakında bir kaynak olduğunu işaret eder. Bu iletişim biçiminde uzaklık hakkında bilgi verilir. Fakat yön ve konum açık değildir. Arılar bu durumu kolaylaştırmak için gelişmiş koku alma duyularından da yararlanırlar. Çember dansı yapan arının üzerine sinmiş olan çiçek kokusunu dikkatle inceleyen diğer arılar, dışarı çıktıklarında bu kokuyu esas alarak yönlerini daha da çabuk bulabilirler.

Sallantı Dansı (Waggle Dance)

Arı danslarının ikinci çeşidi ise çok daha karmaşıktır. Daha uzaktaki kaynaklara dair bilgi vermeyi amaçlayan bu dansa sallantı dansı denir. Şematik gösterimi aşağıdaki gibidir.

Kovan içinde dikey olarak asılı petekler üzerinde yerini alan “bilgili” arı, önce vücudunun arka kısmını sağa sola sallayarak düz bir çizgi üzerinde hızla koşar. Ardından sağa ya da sola keskin bir dönüş yapıp, vücudunu sallamayı bırakarak yarım çember şeklinde bir eğriyi takip ederek dansına başladığı noktaya döner. Başlangıç noktasına ulaştığında aynı düz çizgiyi takip ederek sallantı dansını tekrarlar. Bu defa ilk seferkinin aksi yöne dönerek diğer yarım çemberi de çizer ve başlangıç noktasına döner. “Bilgili” arı bu dansı defalarca tekrarlayarak etrafındaki diğer arılara da bilgisini aktarmış olur.

Burada iki çeşit bilgi aktarılır: yön ve uzaklık. Başta dediğimiz üzere, kovandaki petekler yerçekimi esas alınarak dikey doğrultuda konumlandırılmıştır. Arılar, bu yerçekimsel doğrultuyu güneşi temsil etmek için kullanırlar.

Eğer bir tarlacı arı, yerçekimine tam ters yönde (yani yukarı doğru) dans ederse; bunun anlamı kaynağa gitmek için güneşe doğru uçmak gerektiğidir. Uzaklık bilgisi ise, dansın doğrusal kısmının (sallantının gerçekleştiği kısmın) ne kadar sürdüğü ile ilişkilidir. Kabaca 1 saniyelik sallantı, 1000 metre uzaklıktaki bir kaynağa işaret eder.  

Bu blog yazısı Vet. Hek. Halil İbrahim KILIÇ tarafından doğrulanmıştır.

KAYNAKÇA;

Cengiz, Mahir. (2019). BAL ARISI (Apis mellifera L.) ANATOMİSİ, GENETİK VE ISLAHI İLE ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ.(2023)

Ç. M. Bakırcı. Arılar ve Bal İle İlgili Gerçekler. (23 Eylül 2013). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2023.Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/1417

Isparta İl Tarım ve Orman Müdürlüğü

https://isparta.tarimorman.gov.tr › …PDF

Bal Arısı

M. A. Döke, et al. Arıların Dansı ve Arılarda Demokrasi: Arılar Neden Dans Eder ve Arı Demokrasisinden Neler Öğrenebiliriz?. (25 Mart 2015). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2023. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/3435 

Trend