Tiroid bezinin ismi, Yunanca ‘thyreos’ kelimesinden gelir. Kelime kalkan anlamına gelmektedir ve soluk borusunu bir kalkan gibi saran fiziksel görüntüsüne istinaden böyle denilmiştir. İlk bulunan tiroid bozuklukları iyot eksikliğiyle ve tiroid bezinin büyümesiyle ilişkilidir.
Tiroid hormonları metabolik işlemleri düzenler, birçok enzimin ve hormonun aktivitelerini ve yoğunluklarını etkiler, bu hormonlara hedef bezlerden verilen yanıtları düzenler. Özellikle fetal dönemde ve doğumdan sonraki ilk birkaç ayda, tiroid hormonlarının merkezi sinir sistemi ve iskelet sisteminin büyüme ve gelişmesi üzerinde hayati rolü vardır. Karbonhidrat, yağ ve protein gibi vücuttaki temel yapı taşlarının sentezi, metabolizması ve bulunmaları gereken bölgeleri yerleri düzenleme görevleri vardır.
Hipotiroidizm; tiroid bezindeki bozulmalar, hipofiz bezinden salınıp tiroid hormonlarını uyaran TSH hormonunun azalması ya da tiroid hormonlarının sentezindeki herhangi bir aşamada oluşan sorunlar sebebiyle görülebilir. Köpeklerde en çok görülen hormonal sorundur ve doğuştan veya sonradan oluşabilir. Doğuştan gelen tiroid problemleri köpek yavrularında erken dönemde ölüme sebep olur ve genellikle belirlenemez.
Özellikle belirli ırkların hastalığa yatkınlığı vardır; Doberman, Retriever, Spaniel, Shetland Sheepdogs ve Irish Setters ırkları bunlardan bazılarıdır. Yaş ve beslenme de önemli faktörlerden olup, hastalığa yakalanan köpeklerin yaş ortalaması 7 olarak bildirilmiştir ve yaşlandıkça hastalığın görülme oranı artar.
Yaşam döneminde oluşan hipotiroidizm; tiroid bezinde oluşan sorunlara bağlıysa primer, TSH sekresyonundaki sorunlara veya tiroid hormonlarının uyardığı reseptörlerin eksikliğine bağlıysa sekonder olarak sınıflandırılır. Primer hipotiroidizm, en sık görülen kategoridir ve iki formu vardır; lenfositik tiroidit (savunma hücreleri olan lenfositlerin görüldüğü tiroid bezi yangısı) ve idiyopatik atrofi (nedeni bilinmeyen sebeplerle tiroid bezinde oluşan körelme).
Tiroid hormonlarını düzenleyen sistemdeki bir eksiklik tüm metabolik fonksiyonları ve organları etkiler. Hastalık yavaş ilerleme gösterir, bu da belirtilerin sinsice ilerlemesine ve aciliyet kazanana kadar farkedilmemesine sebep olur. En sık görülen belirtiler;
- Letarji (yorgunluk/enerji eksikliği),
- Depresyon,
- Egzersizlere karşı isteksizlik,
- İştah veya besin alımına bağlı olmayan kilo alımı,
- Kıl dökülmesi,
- Göz ve alın derisinde kalınlaşma,
- Karın bölgesindeki deride hiperpigmentasyon,
- Anemi,
- Hiperlipidemi (kanda lipid değerlerinin artması)
olarak sayılabilir.

Hipotiroidizmli köpeklerin %40’ında obezite görülür. Bu belirtiler, hastalığa ancak uzun süredir sahip olan hayvanlarda görülür hale gelebilir. Deri ve kıl örtüsünde değişimler hastalıkta en çok gözlemlenen belirtilerdendir, köpeğin ırkına ve hastalığın akut veya kronik olmasına göre çeşitlilik gösterir. Kürk kalitesinde azalma ve bazı ırklarda yüne benzer deri görünümü, aşırı kıl dökümüyle birlikte seyredebilir.
Hastalığa bağlı görülen nörolojik bozukluklar çeşitlilik gösterir; megaözefagus (yemek borusunun genişlemesi), gırtlakta ve yüz sinirlerinde görülen paralizler, denge ve koordinasyonu sağlayan vestibüler sistem hastalıkları hipotiroidizmle ilişkilendirilmiştir. Metabolik ve deride görülen belirtilerle karşılaştırıldığında sinirsel belirtilerin görülme sıklığı azdır, sinirsel bozukluklar hormon tedavisiyle her zaman düzelmeyebilirler.
Miksödem koması, şiddetli hipotiroidizmin acil fakat nadir görülen bir sendromudur. Hızlıca gelişir; uyuşukluk önce sersemliğe sonra da komaya dönüşür. Hastalığın diğer semptomlarıyla beraber nefes almada güçlük, hipotansiyon (tansiyonun düşmesi), kalp atış hızının azalması ve hipotermi de genellikle bu sendromda görülür. Yüksek ölüm oranına sahip hormonal bir acildir.
Yukarda saydığımız semptomları köpeğinizde farketmeniz halinde veteriner hekiminize başvurmayı ihmal etmemeniz önemlidir. Çünkü belirtiler hastalığın ileri aşamalarında görülür. Hastalığın kaynağına göre karşılaşılan tiroid hasarının geri döndürülebilir olma olasılığı vardır fakat geri döndürülemez bir hasara bağlı ortaya çıkan hipotiroidizm görme olasılığımız daha yüksektir.
Bu blog yazısı Vet. Hek. Emrullah ÖKSÜZ tarafından doğrulanmıştır.
KAYNAKLAR
Feldman EC., Nelson RW., Reusch C., Scott-Moncrieff JC., Behrend E., (2015), “Canine & Feline Endocrinology”, 77-90
Mooney CT. (2011), “Canine hypothyroidism: A review of etiology and diagnosis”, New Zealand Veterinary Journal, 59:3, 105-114





