Hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişki oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. İlkel çağlara kadar dayanan bu ilişki gerek sosyal gerekse ekonomik amaçlar güdülerek süregelmiştir. Günümüzde ise artık çoğu insan kedi, köpek veya kuşlar gibi evcil dostları ile birlikte yaşamakta. Evlerimizde yaşam alanlarımızı paylaştığımız ve aile üyelerimiz haline gelen evcil dostlarımızın zihinsel sağlığımızı pek çok şekilde etkilediğini mutlaka duymuşsunuzdur. Hadi gelin bu etkilere bir göz atalım:

Dil bilimi ve diğer kültürel öğeleri inceleyen sosyologlar araştırmaları sonucunda sosyal yaşamlarımız ve davranışlarımız üzerinde büyük ölçüde görmezden gelinen, ayırt edilebilir bir hayvan etkisinin olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin felsefenin öncülerinden olan Descartes’ ın bu konuyla ilgili yorumu şu şekildedir: Aslında insan ile hayvan arasındaki temel fark, istemli davranışların sadece insana özgü olması; hayvanların ise, enerjisini aldığı uyarıcıya bir yansıtma (reflex) olarak yani otomatik bir tepkide bulunuyor olması olarak görmüştür. Dolayısıyla hayvanlar, temel olarak bir zihne sahip olmamaları nedeniyle insanlardan farklıdırlar. 

Günümüzde yapılmış olan araştırma sonucunda evcil hayvanların, sahiplerine çok sayıda  olumlu psikolojik ve fiziksel fayda sağlayarak önemli bir sosyal destek kaynağı olarak eşlik ettiğini söyleyebiliriz. Psikolojik anlamda iyi olmanın yanı sıra tıp alanında yapılan bilimsel araştırmaların evcil hayvan beslemenin ve evcil hayvanla arkadaşlık etmenin insan sağlığına pek çok faydası olduğunu göstermektedir. 

Çocuklar üzerinde mental ve sosyal gelişim, sorumluluk alma, kavrama yeteneğinin gelişmesi gibi pek çok olumlu etkisi olduğu; ayrıca spor yapma, hobi edinme gibi pek çok etkinliğe daha yatkın oldukları, çocukların evcil hayvanlarla beraber büyümesi empati kurma ve sosyal uyum sağlama açısından daha başarılı olabildikleri araştırmalarla ortaya konmuştur. 

Çocukluk ve gençlik dönemlerinde yalnızlık gibi temel problemleri tedavi etmede veya otizm gibi daha karmaşık bozukluklarda da hayvanların terapötik yardımcılar olarak etkileri saptanmıştır.

Ayrıca çocukluklarında bitki ve hayvanlarla ilgilenen ve doğada çocukluğunu geçirmiş olan kişilerin ileriki yaşamlarında, çocukluklarında bu davranışları yapmayan kişilere göre çevre  sorunlarına karşı daha duyarlı bireyler haline geldikleri görülmüştür.

Bu araştırmalardan elde edilen bilgilerden birinde ise hayvan sahibi olmanın, kalp krizine bağlı ölüm oranını azalttığını göstermiştir.

Büyük bir stres kaynağı olan hastaneye yatış durumlarında tedavi süresince evcil hayvanların çocuklarda fizyolojik uyarılmayı azaltabildiği ve bu nedenle çocukların hastane ortamında stresle ve hastalıklarıyla daha iyi baş etmelerine yardımcı olabileceği gözlenmiştir.

Hayvan beslemenin olumlu etkisi çocuklar ve ergenlerin yanı sıra yetişkinler üzerinde de görülmektedir. Yapılan bir araştırmada AIDS’li hastalarda değer, kendine saygı ve umudunu yitirmeme duyguları üzerinde hayvan destekli terapiden yararlanılmış ve olumlu etkileri görülmüştür. 

Yarı deneysel bir alan çalışmasında, adli insan-hayvan etkileşimi (AİHE)  programının cezaevi tutuklularının suç davranışları üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. 48  erkek yetişkin tutuklunun katıldığı adli insan-hayvan programından olumlu davranışsal ve psikososyal sonuçlar elde edilmiştir.

Ayrıca hayvan sahibi olmanın stresi azalttığı, kan basıncı, trigliserid ve kolesterol seviyelerini düşürdüğü  ve  çocukların  empati  kurma  yeteneği  ile  duygusal  gelişimine  olumlu  katkılar yaptığı saptanmıştır. Ayrıca hayvan destekli tedavi, kalp yetmezliği ile hastaneye  yatırılan  hastalarda  kardiyopulmoner  basınçları,  nörohormon  seviyelerini  ve anksiyeteyi iyileştirdiği  bildirilmiştir. 

Kaygı  üzerine  yapılan  bir çalışmada diş ameliyatı sırasında akvaryum seyreden deneklerin izlemeyen gruba göre daha rahat ve daha az endişeli olduğu bildirilmiştir. 

Başka bir araştırmada ise evcil hayvanları olan kişilerin, evcil hayvan sahibi olmayanlardan 1 yıl süresince doktora daha az başvurduğu saptanmıştır. Ayrıca evcil hayvanların stresli zamanlarında sahiplerine destek olduğu görülmektedir. Köpek sahiplerinin diğer evcil hayvan sahiplerine kıyasla evcil hayvanlarıyla daha fazla  zaman  geçirdiğini  ve  evcil  hayvanlarının  onlar  için  daha  önemli  olduğunu düşündüklerini göstermiştir. Bu nedenle, köpekler diğer evcil hayvanlardan daha fazla olarak sahiplerini bağlanma nesnesi olarak seçerler ve onlarla arkadaş olurlar.

Hayvan etkileşiminin etkileri için ayrıca:

  • Epinefrin ve norepinefrin gibi stresle ilişkili  parametrelerin  azaltılması 
  • Bağışıklık sistemi işleyişinin ve ağrı yönetiminin iyileştirilmesi 
  • Diğer kişilere karşı güvenin artması
  • Azaltılmış saldırganlık
  • Gelişmiş empati ve gelişmiş öğrenmede etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Özetlemek gerekirse insan-hayvan birlikteliği, özellikle köpekler ya da hayvan destekli terapi uygulamaları sonucunda oluşan söz konusu hayvan etkileşimlerinin farklı yaştaki insanlar üzerindeki olumlu etkileri arasında insancıl ilgi, toplumsal davranış biçimi  gibi kişiler arası etkileşimler; kortizol, kalp hızı, kan basıncı gibi stresle ilişkili parametreler; korku ve endişe gibi duygu-durumla ilişkili parametreler ve son olarak zihinsel ve fiziksel sağlıkla ilgili olmak üzere pek çok pozitif etkisinden söz etmek mümkündür.

Bu blog yazısı, Vet. Hek. Yunus Emre AŞICI tarafından doğrulanmıştır.

Kaynaklar:

Beetz,A.;Uvnäs-Moberg,K.;Julius,H., Kotrschal,  K.(2012).“Psychosocial   and Psychophysiological Effects of Human-Animal İnteractions: the Possible Role of Oxytocin”, Frontiers in Psychology,3: 234-234.

Carmack,B.J.(1991). “The    Role    of    Companion    Animals    for    Persons    with AIDS/HIV”,Holistic Nursing Practice,5(2):24-31

Cole,K.M.;Gawlinski,A.;Steers,N.&Kotlerman, J.(2007). “Animal-Assisted Therapy in Patients Hospitalized with Heart Failure”,American Journal of Critical Care,16:575-585.

Faver,C.A.  & Cavazos,Jr.A.M.  (2008).“Love,  Safety,  and  Companionship:  The  Human-Animal Bond and Latino Families”,Journal of Family Social Work,11(3):254-271.

Fournier,A.K.;Geller,E.S. &Fortney,E.E.(2007). “Human-Animal  Interaction in  a Prison Setting:  Impact  on  Criminal  Behavior”,  Treatment  Progress,  and  Social  Skills,Behavior  and Social İssues,16(1):89-105.

Friedmann,E.;Katcher,A.H.;Lynch,J.J.& Thomas, S.A.(1980). “Animal Companions and One-year  Survival  of  Patients  after  Discharge  from  a  Coronary  Care  Unit”,Public  Health Reports,95(4):307-312

Salgırlı, Y.;Emre B.;Beşgül, K.; Öztürk, H. & Sagmanlıgil, V. (2012).“Köpek Sahiplerinin Köpeklerine Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi Üzerine Bir Pilot Çalışma”,Ankara Üniv Vet Fak Derg, 59(1):11-15.

Triebenbacher,S.L.(1998).“Pets asTransitional Objects: Their Role in Children’s Emotional Development”,Psychological Reports,82(1):191-200.

Tsai,C.C.;Friedmann,  E.&Thomas,S.A.(2010).“The Effect of Animal-Assisted Therapy on Stress Responses in Hospitalized Children”,Anthrozoös,23(3):245-258.

Trend