Ağrı, organizmanın bir uyarana karşı verdiği fizyolojik ve biyokimyasal bir yanıttır ve genellikle doku hasarına işaret eder. Kedilerde ağrı, nörolojik ve immün sistemler aracılığıyla karmaşık yollarla işlenir. Ancak kedilerin ağrıya verdikleri davranışsal tepkiler, diğer hayvanlardan farklılık gösterebilir ve genellikle fark edilmesi zordur. Çünkü kediler evrimsel olarak, doğal avcı ve av oldukları için ağrılarını gizlemeye eğilimlidirler. Bu yazıda, ağrının mekanizmasını, kedilerde ağrının biyolojik işleyişini ve gözden kaçabilecek davranışsal ipuçlarını bilimsel bir perspektifle inceleyerek, kedinizin sağlığını koruma konusunda daha bilinçli olmanızı sağlayacağız. 

Ağrı, farklı şekillerde ifade edilmekle birlikte; Uluslararası Ağrı Araştırmaları Birliği (IASP) tarafından “mevcut veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili hoş olmayan duygusal ve emosyonel deneyim” olarak tanımlanmaktadır. Ağrı, nosisepsiyon olarak bilinen bir süreçle başlar ve bu süreç birkaç aşamada gerçekleşir:

  1. Transdüksiyon: Zararlı bir uyarana (örneğin, travma, ısı, kimyasal maddeler) maruz kalındığında, cilt, kaslar veya organlardaki nosiseptör adı verilen sinir uçları aktive olur. Bu uyarılar, kimyasal ve elektriksel sinyallere dönüştürülür.
  2. İletim: Nosiseptörler tarafından üretilen bu sinyaller, periferik sinirler yoluyla omuriliğe ve ardından beyne taşınır.
  3. Modülasyon: Bu aşamada, sinir sistemi ağrı sinyallerini artırabilir veya azaltabilir. Bu süreçte vücudun çeşitli kimyasalları (örneğin endorfinler) ağrı algısını düzenleyebilir.
  4. Algılama (Persepsiyon): Beyin, sinyalleri işleyerek bunları ağrı olarak tanımlar. Bu aşama, bireyin geçmiş deneyimleri, duygusal durumu ve dikkatine bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Ağrı, süresine göre iki ana kategoriye ayrılır:

Akut ağrı, travma, enfeksiyon, burkulma, çıkık ve artrit gibi doku hasarına bağlı olarak ortaya çıkan ve genellikle kısa süreli olan bir ağrı türüdür. Vücut için koruyucu bir rol oynar ve yaralanma ya da hastalığa karşı savunma mekanizması olarak işlev görür.

Kronik ağrı ise 3 ay veya daha uzun süre devam eden ve doku iyileşmesi tamamlandıktan sonra bile sürebilen ağrı türüdür. Genellikle sinir sistemi değişiklikleri ve aşırı duyarlılık ile ilişkilidir. Kronik ağrı, rutin ağrı kontrol yöntemlerine yanıt vermeyebilir ve çoğu zaman depresif belirtilerle birlikte seyreder. Ağrıların çoğu kronik ağrı niteliğinde olup, akut ağrılar aniden ortaya çıkmaları ve kısa sürmeleri nedeniyle daha az yaygındır.

Ağrının anlaşılması, sınıflandırılması ve doğru şekilde tanımlanabilmesi için bazı önemli terimler kullanılmaktadır. Bu terimler, ağrı araştırmalarında ve klinik değerlendirmelerde rehberlik eder. Bu terimlerden bazıları:

Allodini: Normal şartlarda ağrıya neden olmayan bir uyarının ağrıya yol açmasıdır.

Analjezi: Genellikle ağrıya neden olması beklenen bir uyarının ağrı hissini uyandırmaması durumudur.

Anestezi: Tüm duyuların, ağrı dahil, hissedilememesi halidir.

Hiperaljezi: Zarar verici bir uyarana karşı verilen aşırı ağrı tepkisi.

Hiperestezi: Bir uyarana karşı artan hassasiyet ya da aşırı tepki.

Hiperpati: Tekrarlayan uyarılara karşı giderek artan yanıt olarak kendini gösteren aşırı duyarlılık durumu.

Hipoaljezi: Ağrılı uyarılara karşı normalden daha az tepki verme durumu.

Hipoestezi: Özellikle basınç ve ısıya karşı ciltte hissedilen duyarlılığın azalması.

Nöralji: Belirli bir sinirin dağılım bölgesinde hissedilen, genellikle tekrarlayan, şiddetli ve ilgili cildin uyarılmasıyla tetiklenen ağrı.

Parestezi: Spontan olarak, belirli bir bölgede herhangi bir uyarı olmaksızın iğnelenme, karıncalanma veya uyuşma hissedilmesi durumu.

Ağrının anlaşılması, veteriner hekimler ve hayvan refahı için hayati önem taşır, çünkü etkili tedavi yöntemlerinin belirlenmesi ağrının doğru tanınmasına bağlıdır. Yakın zamanda, Scientific Reports dergisinde yayımlanan bir çalışmada, kedilerde ağrı seviyelerini hızlı ve etkili bir şekilde belirlemek amacıyla yüz ifadelerine dayalı bir değerlendirme aracı olan Feline Grimace Ölçeği tanıtıldı. Bu ölçek, kedinin kulak, baş ve bıyık pozisyonları, gözlerin açık mı kapalı mı olduğu (orbital sıkılaşma) ve ağız gerginliği gibi beş önemli özelliği inceleyerek akut ağrı belirtilerini değerlendirir. Calgary Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden Dr. Daniel Pang, bu özelliklerin yüz gerginliğini yansıttığını vurgulamaktadır.

Tüm bunların haricinde kediler ağrı durumlarında bazı belirteçlere daha sahiptir:

Davranışsal Değişiklikler: Ağrı çeken kedilerde, genellikle yetersiz hareket etme, saklanma veya sosyal geri çekilme gibi davranışsal değişiklikler gözlemlenebilir. Kediler, ağrıyı hafifletmek için iç güdüsel olarak hareketlerini sınırlayabilir ve bu durum, ağrının fiziksel sınırlarını yansıtır.

Postür ve Hareket Değişiklikleri: Ağrı, kedinin postürünü ve hareketlerini etkileyebilir. Örneğin, kediler ağrılı bölgeleri koruyarak vücutlarını belirli pozisyonlarda tutabilirler. Bu tür postür değişiklikleri, ağrının yeri hakkında bilgi verebilir. 

Fiziksel Belirtiler: Kulakların geri çekilmesi, gözlerin sıkı kapanması (orbital sıkılaşma) ve yüz kaslarının gerginliği gibi fiziksel belirtiler, ağrıyı gösterebilir. Ayrıca, yalama, ısırma veya kaşınma gibi kendine zarar verme davranışları(otomutilasyon) da ağrının bir işareti olabilir. 

Sesli Tepkiler: Kediler ağrı çektiğinde, bazen sebepsiz miyavlama, hırıldama veya tıslama gibi sesli tepkilerde bulunabilirler. Bu sesler de rahatsızlık ve acı belirtisi olarak değerlendirilebilir. 

Eğer evcil hayvanınızın ağrısı olduğuna şüphelendirecek bu davranışlarından bir veya birkaçına rastladıysanız veteriner hekiminize danışmanızı tavsiye ederiz. Ağrı komplike bir durum olduğundan dolayı altta yatan nedenlerin elimine edilmesi veya çözülmesi adına hekiminiz süreçle alakalı size en iyi rehberlik edecek kişi olacaktır. 

Bu blog yazısı, Vet. Hek. Bedirhan AKYÜZ tarafından doğrulanmıştır.

Kaynaklar

Egger, C. M., Love, L., & Doherty, T. (Eds.). (2013). Pain management in veterinary practice. John Wiley & Sons.

Evangelista, M. C., Watanabe, R., Leung, V. S., Monteiro, B. P., O’Toole, E., Pang, D. S., & Steagall, P. V. (2019). Facial expressions of pain in cats: the development and validation of a Feline Grimace Scale. Scientific reports, 9(1), 19128. https://www.nature.com/articles/s41598-019-55693-8#citeas

Merola, I., & Mills, D. S. (2016). Behavioural signs of pain in cats: an expert consensus. PloS one, 11(2), e0150040.

Öngel, K. (2017). Ağrı tanımı ve sınıflaması. Klinik Tıp Aile Hekimliği, 9(1), 12-14. 

Uluslararası Ağrı Araştırmaları Birliği internet sitesi. http://www.iasp-pain.org/Taxonomy erişim tarihi: 26.08.2024

Vedpathak, H. S., Tank, P. H., Karle, A. S., Mahida, H. K., Joshi, D. O., & Dhami, M. A. (2009). Pain Management in Veterinary Patients. Veterinary World, 2(9).

İnternet Sitesi Kaynakları

https://ucalgary.ca/news/cats-faces-reveal-their-hidden-pain

Yorum bırakın

Trend