Köpek Monositik Ehrlichiosis (KME) köpeklere keneler vasıtasıyla bulaşan ve ölümcüllük ile bulaşıcılık oranı yüksek değerlere ulaşabilen bakteriyel bir hastalıktır. Çevrelerinde fazla sayıda kene bulunan köpekler ve alman çoban köpekleri bu hastalığa yatkındır.
Hastalığın etkeni nedir?
Hastalığın etkeni Ehrlichia canis isimli bir bakteridir. Bu etken Rikettsia ailesinin Ehrlichia cinsine ait, gram negatif, pleomorfik yapıya sahip, zorunlu hücre içi bir kok bakteridir. Etken kene vektörlüğüyle taşındığı için kene neredeyse bu etken de oradadır. Etken çevre şartlarına karşı dayanıksızdır ve standart dezenfeksiyon yöntemleriyle kolayca inaktive edilebilir.

Hastalık nasıl bulaşır?
KME hastalığı kenelerin vektörlük yapması sonucu bulaşır. Rhipicephalus sanguineus isimli kene (kahverengi köpek kenesi) bu hastalığın en önde gelen vektörüdür. Enfekte (daha önceden etkeni almış) R. sanguineus, konak köpeğin kanını emmesi sırasında tükürükleri ile birlikte etkeni konağına nakletmiş olur. Bunun dışında enfekte köpekteki kanın bir başka köpeğe çeşitli şekillerde nakledilmesi ile de bulaşma gerçekleşebilir.
Etken vücuda alındıktan sonra ne olur?
Enfekte kenenin tükürüğü ile vücuda giren E. canis, monosit ve makrofajlara yerleşir. Etken enfekte ettiği bu hücrelerde doğrudan hasar ve hücre ölümü (lizis) gerçekleştirebilir. Aynı zamanda bu hücreler içerisinde ikiye bölünerek ürer. Devamında etken; karaciğer, dalak ve lenf nodüllerinde ulaşır ve burada hücre sayısının artmasına neden olarak organların büyümesine neden olur. Bu organlardaki enfekte fagositoz yapımından sorumlu (retiküloendotelial) hücreler dolaşım yolu ile organın işlev gören hücrelerinden oluşan dokularına (paranşimatöz dokuya) yayılarak (akciğer, böbrekler, dalak, meningesler ve gözlerde) yangı oluşturur. Ayrıca kanla taşınan etken, kan damarlarında iltihaplanmaya ve endotel hasarına yol açar. Bunun dışında normalde vücuda giren antijene karşı antikor üretmekle görevli olan bağışıklık sistemi patojenin monosit ve makrofajlara yerleşmesi nedeniyle bu sefer kendi trombositlerine karşı antikor üretir ve retikoendotelial sistemde yıkımlanmaya sebep olur.
Hastalığın semptomları nelerdir?
Hastalık akut, subakut ve kronik olarak üç farklı dönemde seyreder. Akut dönem enfekte kenelerin etkeni nakletmesinden 8-20 gün sonra başlamaktadır. Bu dönem 2-4 hafta sürmektedir. Genellikle hafif semptomlar gözlenir ama birden fazla hastalığın aynı anda seyretmesi (ko-enfeksiyon) durumlarında ölümcül bir tablo oluşabilmektedir. Akut semptomlar; ateş, iştahsızlık ve kilo kaybı, depresyon, sürekli uyku halinde olma (letarji), nefes almada güçlük (dispne), göz ve burun akıntıları, burun kanaması (epistaksis), lenf bezi
büyüklüğünün ve yapısının bozulması (lenfadenopati), bacaklarda ve testiste ödem, topallama, pıhtılaşma bozuklukları, deri ve mukozalarda peteşiler, gözde üveitis ve korneal opasite olarak nitelendirilebilir.
Birçok olguda semptomlar tedaviye gerek olmadan ortadan kalkabilmekte ve subklinik faza geçilebilmektedir. Subklinik faz yıllarca semptom göstermeden devam edebilirken trombositopeni, leukopeni ve anemi tabloları görülebilir. Kronik fazda ise akut fazda görülen semptomların çok daha şiddetli tablolara dönüşmüş halleri ile karşı karşıya kalınır.

Hastalığın teşhisi nasıl yapılır?
KME hastalığının teşhisinde hızlı antikor test kitleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, kan frotisinin mikroskobik muayenesinde monositlerde tipik E. canis morulalarının görülmesi, KME tanısını güçlü bir şekilde destekler. Ancak, bu hastalığın teşhisinde altın standart olarak indirekt immünfloresan antikor (IFA) testi kabul edilmektedir. PCR ve ELISA
testleri ise yüksek maliyetleri ve pratik olmamaları nedeniyle kliniklerde genellikle tercih edilmemekle birlikte, yine de önemli teşhis yöntemlerindendir.
Hastalıktan korunma nasıldır?
KME hastalığına dair bir aşı bulunmamaktadır. Hastalık kene vektörlüğüyle nakledildiği için doğru bir antiparaziter uygulama prosedürüyle hastalığın önüne geçmek mümkündür. Kenelerin fazla bulunduğu ortamda antiparaziter damlaların yanında antiparaziter tasma kullanımı da etkili olabilir. Bunun dışında anlatılan hastalık semptomlarını gördüğünüzde acilen bir veteriner hekime başvurmalısınız. Unutmayın, erken tanı ve tedavi hayat kurtarır!
Bu blog yazısı Vet. Hek. İbrahim Can PİRİLER tarafından doğrulanmıştır.
KAYNAKÇA
KIRMIZIER, İ. (2016). Antalya İlindeki Köpeklerde Ehrlichia Canis Prevalansı. Yüksek Lisans Tezi. Burdur:
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Veteriner Fakültesi.





