Özet
Virüslerin anti-kanser ajanları olarak potansiyeli ilk olarak 20. yüzyılın başlarında keşfedilmiş, ancak bu alandaki koordineli araştırmalar 1960’lara kadar başlamamıştır. Onkolitik viroterapi, onkolitik virüslerin kullanıldığı bir anti-kanser tedavi yöntemidir. Onkolitik virüslerin en önemli özelliği, doğal olarak bulunan veya genetik mühendislik ile tümör hücrelerine seçici olarak enfekte olabilen, replike olabilen ve bu hücreleri yok edebilen ya da zarar verebilen virüsler olmalarıdır. 1920’lerde yapılan hayvan deneyleri, virüslerin deneysel fare (murine) tümörlerini enfekte edip yok edebildiğini göstermiştir. 1950’lerde yapılan çeşitli çalışmalar ise Newcastle hastalığı virüsü ve Influenza virüsünün murine tümörler üzerinde güçlü onkolitik etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur.

Giriş
Evcil hayvanlarda kansere yakalanma oranı %1 ile %2 arasında değişmekte olup, kanser, 10 yaşından büyük evcil hayvanlarda görülen ölümlerin yaklaşık yarısından sorumludur. Köpeklerde ve kedilerde en yaygın görülen kanser türleri lenfoma, deri, kemik, meme, ağız ve bağ dokusu kanserleridir.
Evcil hayvanlarda geleneksel kanser tedavi yöntemleri arasında radyoterapi, cerrahi müdahale, hipertermi, fotodinamik terapi ve kemoterapi bulunmaktadır. Ancak, ileri evre kanser vakalarına sahip hastalar için mevcut tedavi seçenekleri sınırlıdır ve genellikle prognoz oldukça kötü seyretmektedir. Bu nedenle, geleneksel tedavi yöntemleriyle sinerjik etki gösterebilecek yeni terapi yaklaşımlarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu yenilikçi tedavi yaklaşımlarından biri onkolitik viroterapidir. Onkolitik virüsler, tümörlerde ve metastazlarda seçici viral replikasyon göstererek kanser hücrelerini yok eder ve tümöre özgü bağışıklık yanıtını başlatır. Adenovirüs, herpes simpleks virüsü, vaccinia virüsü, Seneca Valley virüsü ve reovirüs gibi birçok onkolitik virüs, şu anda insan klinik çalışmalarında değerlendirilmektedir. Ayrıca, Çin’de onkolitik adenovirüs H101, insan kanser hastalarında kombine tedavi için onay almıştır.
İnsan onkolitik viroterapisinde sağlanan ilerlemelere kıyasla, köpek ve kedi kanser hastalarında onkolitik virüslerin kullanıldığı klinik çalışmalar oldukça sınırlıdır. Ancak, birçok köpek ve kedi tümörünün histolojik yapısı, genetik özellikleri, biyolojik davranışı, patolojik karakteri, risk faktörleri ve tedaviye yanıtı açısından insan kanserleriyle büyük benzerlik göstermesi, insan klinik protokollerinin veteriner onkoloji alanına doğrudan uygulanabileceğini düşündürmektedir.
Onkolitik virüsler, insan kanser tedavisinde sürekli olarak umut vaat eden bir klinik uygulama alanı olarak ilerlemekte olup, bu virüslerin evcil hayvanlarda da artan kanser vakalarına karşı etkili bir tedavi yöntemi olabileceğini düşünmekteyiz.

Evcil Hayvan Kanser Hastalarında Onkolitik Virüslerin Toksisitesi
Kemoterapiye benzer şekilde, onkolitik virüslerin de temel endişelerinden biri toksisitedir. Feline (kedi) ve canine (köpek) kanser hastalarında onkolitik virüslerin kullanıldığı klinik çalışmaların sayısı sınırlı olsa da, mevcut kanıtlar, onkolitik virüslerin toksisite açısından güvenilir olduğunu göstermektedir. Örneğin, normal köpeklerde ve malign melanom vakalarında damar içi uygulanan köpek adenovirüs-2’nin, virüse bağlı herhangi bir toksisite belirtisi göstermediği tespit edilmiştir. Birçok çalışma, onkolitik virüslerin güvenli bir terapi yöntemi olduğunu ortaya koymaktadır. Genel olarak, hem doğal hem de genetik mühendislik ile modifiye edilmiş onkolitik virüs terapileri, günümüzde kullanılan diğer anti-kanser tedavi yöntemleri kadar güvenli görünmektedir.
Tedavinin Biyogüvenliği
Onkolitik virüsler, yeni biyogüvenlik ve risk yönetimi konularını da gündeme getirmektedir. OV uygulanmadan önce yapılacak risk değerlendirmesi, virüslerin tedavi edilen hayvan ile temas eden diğer hayvanlara ve insanlara yayılma potansiyelini içermelidir. Bu, zoonotik özelliklerin ve evcil hayvan sahipleri ile genel halk üzerindeki risklerin sürekli olarak izlenmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Tedavide kullanılan virüsün ebeveyn suşlarının neden olduğu hastalıklar, güvenlik açısından dikkate alınması gereken önemli bir faktördür; çünkü bu hastalıklar, tedavinin yan etkileri olarak ortaya çıkabilir. Gerektiğinde, tedavide kullanılan virüs suşlarına karşı etkili antiviral ajanlar ile olası hastalık veya advers etkilerin önüne geçilebilir.
Bu blog yazısı Arş. Gör. Dr. Özge AYDIN tarafından doğrulanmıştır.
Kaynaklar:
- Ivaylo Gentschev, Sandeep S. Patil, Ivan Petrov, Joseph Capello, Marion Adelfinger ve Aladar A. Szalay, Onkolitik Viroterapinin Köpek ve Kedi Kanserlerinde Kullanımı, (2014)
- Tamirat Demissie, Sultan Abda, Veteriner Hekimlikte Kanser Hücrelerine Yönelik Onkolitik Viroterapi Uygulamalarına Dair Bir İnceleme, (1-7), 2020





