Tam kan sayımı (hemogram), veteriner hekimlikte sıkça kullanılan temel laboratuvar testlerinden biridir. Hemogram, kan hücrelerinin miktarını ve özelliklerini değerlendirerek çeşitli hastalıkların teşhis ve takibinde önemli bir rol oynar. Hemogram testi için mor kapaklı (EDTA’lı) tüp kullanılır. Bunun sebebi, tüpün içeriğinde etilen diamin tetraasetik asit (EDTA) bulunmasıdır. EDTA, kalsiyumu bağlayarak pıhtılaşmayı önler. Böylece kan sıvı halde kalır ve analiz için uygun olur. Numune alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir;

  • Tüpün yeterince dolması gerekir çünkü EDTA/kandaki oran bozulursa hematolojik değerlerde yanlışlık oluşabilir. Önerilen kan-hacim oranı: 1 mg EDTA / 1 mL kan
  • Kan alındıktan hemen sonra tüp birkaç kez nazikçe çevrilerek karıştırılmalıdır (çalkalanmamalıdır, aksi takdirde hemoliz olabilir).
  • Oda sıcaklığında veya 4°C’de kısa süreli saklanabilir, ancak uzun süre bekletilmemelidir.

Hemogram, üç ana hücre grubunu değerlendirir:

1. Eritrositler (Kırmızı Kan Hücreleri)

2. Lökositler (Beyaz Kan Hücreleri)

3. Trombositler (Plateletler)

Bunlarla birlikte hemogramda eritrositlerin ve lökositlerin bazı özel parametreleri de incelenir.

ERİTROSİT (RBC – Red Blood Cells) PARAMETRELERİ 

1- RBC: 

Kandaki toplam kırmızı kan hücresi (eritrosit) sayısını ifade eder ve genellikle milyon hücre/µL (M/µL) olarak ölçülür.

Yüksek RBC: Polisitemi, dehidrasyon veya hipoksiye yanıt olarak artış gösterebilir.

Düşük RBC: Anemi, kan kaybı, kemik iliği yetmezliği veya kronik hastalıklarla ilişkilidir.

2- HGB (Hemoglobin Konsantrasyonu):

Hemoglobin, eritrositlerde bulunan ve oksijen taşınmasını sağlayan demir içeren proteindir. Hemogramda genellikle gram/dL (g/dL) cinsinden ölçülür.

Yüksek HGB: Dehidrasyon veya polisitemi durumlarında görülebilir.

Düşük HGB: Anemi, kan kaybı veya kronik hastalık durumlarında ortaya çıkar.

3- HCT (Hematokrit veya PCV):

Kandaki eritrositlerin toplam hacme oranını yüzdelik (%) olarak ifade eder.

Yüksek HCT: Dehidrasyon, polisitemi veya hipoksi durumlarında artar.

Düşük HCT: Anemi veya kan kaybında düşer.

4- MCV (Mean Corpuscular Volume – Ortalama Eritrosit Hacmi)

Eritrositlerin ortalama büyüklüğünü femtolitre (fL) cinsinden ölçer. MCV ve MCHC klinik olarak en faydalı eritrosit indeksleridir ve aneminin ayırıcı tanısında yardımcı olabilir.

– Normal (Normositik)

– Normalden küçük (Mikrositik)

– Normalden Büyük (Makrositik)

Yüksek MCV (Makrositoz): Regeneratif anemi (kan kaybı veya hemoliz sonrası kemik iliği yanıtı), B12 veya folik asit eksikliği.

Düşük MCV (Mikrositoz): Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık anemisi veya bazı ırksal faktörler (örneğin Akita köpeklerinde doğal olarak düşük olabilir).

5- MCH (Mean Corpuscular Hemoglobin – Ortalama Eritrosit Hemoglobini)

Eritrosit başına düşen ortalama hemoglobin miktarını pikogram (pg) cinsinden ifade eder.

Yüksek MCH: Makrositik anemilerde görülebilir.

Düşük MCH: Demir eksikliği anemisi veya mikrositik anemilerde görülür.

6- MCHC (Mean Corpuscular Hemoglobin Concentration – Ortalama Eritrosit Hemoglobin Konsantrasyonu)

Eritrositlerdeki hemoglobinin ortalama konsantrasyonunu gram/dL (g/dL) cinsinden ölçer.

Yüksek MCHC (Hiperkromi): MCHC’nin fizyolojik olarak normalden fazla olması mümkün olmadığından, yüksek değer her 

zaman artefakttır. Genellikle ölçüm hatasıdır, bazı hemolitik anemilerde de görülebilir. 

Düşük MCHC (Hipokromi): Demir eksikliği anemisi veya kronik hastalık anemisi.

7- RDW (Red Cell Distribution Width – Eritrosit Dağılım Genişliği)

Eritrositlerin boyutundaki değişkenliği gösteren bir yüzdelik değerdir.

Yüksek RDW: Anizositoz (eritrosit büyüklük farkı) varlığını gösterir ve rejeneratif anemilerde sıklıkla görülür. Demir eksikliği anemisi, B12 ve folik asit eksikliği, karaciğer hastalıkları, bazı kan hastalıklarını işaret edebilir. 

Düşük RDW: Genellikle klinik olarak anlamlı değildir.

BEYAZ KAN HÜCRELERİ (LÖKOSİTLER)

Lökositler, hayvanların bağışıklık sisteminin temel unsurlarıdır ve vücudu enfeksiyonlara, yabancı maddelere ve hastalıklara karşı korurlar. Hemogram testinde, toplam lökosit sayısı (WBC) ve farklı lökosit türlerinin yüzdeleri belirlenir. 

WBC (White Blood Cell Count) → Toplam Beyaz Kan Hücresi Sayısı

Lökositozis (Leucocytosis) (WBC yüksekliği): mm3 kanda lökosit sayısının referans sınırların üzerine çıkması olarak tanımlanır. 

a) Fizyolojik Lökositozis: Doğum, taşikardi, yabancı çevre, korku, bedensel aktivitede artış gibi nedenlere bağlı olarak artar.

b) Patolojik Lökositozis: Bakteri mantar, protozoa ve rikatsial lokal ve sistemik enfeksiyonlara bağlı olarak artar.

• Endojen entoksikasyon nedenleri olan ince bağırsak toksinlerinin absorpsiyonu,

• Diabetik Ketoasidosis, 

• Üremik sendrom halleri

• Eksojen toksiteler ( Pb, Talyum, NaCl zehirlenmeleri) 

• İrreversibl karakterdeki lökositozis lökemik lökoziste oluşur. 

• S.S.S. yangıları, tümör ve travmaları ile şok hallerinin iyileşme dönemlerinde görülür.

Lökopeni (WBC düşüklüğü): Total lökosit sayısının referans sınırlar altına düşmesidir. 

• Özellikle CPV ve Domuz Vebası gibi viral hastalıklarda,

• Lökosit yıkımının aşırı düzeyde olduğu perakut peritonitis, pleuritis, endotoksik veya anafilaktik şok hallerinde, 

• Özellikle hücre zehirleri ve sitostatikler (Vincristin, Cyclophosphamid) lökopeniye neden olurlar.

• Kemik iliğinde yıkıma neden olan hastalıkların da sebep olduğu söylenebilir. 

Lökositler 5 ana gruba ayrılır;

1. GRANULOSITLER: İçlerinde granüller bulunan lökositlerdir. 

Üç tipi vardır:

NEU (Neutrophil) → Nötrofiller

EOS (Eosinophil) → Eozinofiller

BASO (Basophil) → Bazofiller

A)Nötrofiller:  Çubuk (genç) ve Parçalı (Yaşlı) çekirdekli kan hücreleridir. Granüllerinde içerdikleri lizozomal enzimler sayesinde fagositoz ve diapedesis aktivitesi göstererek dokulara sızarlar. Şemotaksis özellikleri nedeniyle zarar gören doku ve organlara göçerler. 

Fizyolojik Nötrofili 

• Sempatik Sistemin Uyarılması

• Aşırı bedensel aktivite.

Patolojik Nötrofili 

• Bakteriyel enfeksiyon hastalıkları,

• Endojen ve eksojen entoksikasyonlar,

• Vücut veya yabancı proteinlerin rezorpsiyonu, 

• Aşırı duyarlılık halleri,

• Büyük hemorajiler 

Nötropeni:

• Nötrofil lökosit sayısında azalmadır.

• Viral enfeksiyon hastalıklarında granülosit üretiminin azalmasından 

• Lenfosit proliferasyonundan (septik şok) ileri gelir. 

• Kemik iliği yıkımına neden olan entoksikasyon, miyeloik lökozis, ve kemik iliği tümörlerinde nötrofil üretimi azalır.

B)Eozinofiller: 

• Aşırı duyarlılık hallerinde rol oynarlar.

• Otoimmun hastalıklarda ve allerjik yangılarda kemik iliğinden hızla mobilize olarak eozinofili meydana gelir.

• Eozinopeni kortikosteroid veya ACTH salgılanımına bağlı olarak stres hallerinde veya Cushing sendromunda görülür.

C)Bazofiller:

• Atlarda bazofil lökosit artışı; allerjik hastalıklarda ve hiperlipemi hallerinde

• Köpeklerde Dirofilariosis hallerinde

• Ağır metal zehirlenmelerinde

2. AGRANULOSITLER: İçlerinde belirgin granüller bulunmaz. İki tipi vardır:

LYM (Lymphocyte) → Lenfositler

MONO (Monocyte) → Monositler

A)Lenfositler: Viral enfeksiyonlara karşı savunmada ve antikor üretiminde rol alırlar. Kronik enfeksiyonlarda veya bazı immünolojik hastalıklarda sayıları artabilir.

Lenfositozis (Lymphocytosis): Lenfosit sayısının artmasıdır. (Genç hayvanlarda fizyolojiktir.)

• Patolojik olarak ise enfeksiyon hastalıklarının iyileşme dönemlerinde, kronik yangı ve viral enfeksiyonlarda. 

• Lenfatik lökozis’de lenfosit oranı % 100 oranında artar. 

• Hemapoetik sistemi etkileyen lenfosarkomlarda ve lenfatik lökemi hallerinde lenfosit sayısı artar.

Lenfositopeni (Lymphocytopenia):Lenfosit sayısında azalma.

• Kısa veya uzun sürelidir. 

• Lenfoid dokuların kronik yangısına yol açan hastalıklarda (Distemper), 

• Kortikosteroid uygulamalarında,

• Akut stres hallerinde,

• Cushing sendromu’nda görülür. 

B)Monositler: Hayvanların bağışıklık sisteminin durumu ve enfeksiyonlarla mücadele kapasitesinin değerlendirilmesinde önemli bir yer tutar. Monositler, enfeksiyonlara karşı vücutta savunma mekanizması olarak görev yapan beyaz kan hücreleridir ve bağışıklık tepkilerini düzenler.

Monositoz:

Enfeksiyonlar: Özellikle bakteriyel enfeksiyonlar, virüsler (örneğin, köpeklerde parvovirüs) ve bazı parazitik hastalıklar ( leishmaniasis gibi )

Enflamasyon: Bağ dokusu hastalıkları, artrit gibi inflamatuar hastalıklar.

Bağışıklık sistemi bozuklukları: Otoimmün hastalıklar (örneğin, lupus).

Kanserler: Lösemi ve lenfoma gibi kanserler, monosit sayısını artırabilir.

Stres: Şiddetli stres veya travma da monosit sayısında artışa yol açabilir.

Monositopeni:

Monosit seviyesindeki azalma, genellikle daha nadir görülür.

Kemik iliği bozuklukları: Kemoterapi, radyasyon tedavisi veya bazı kemik iliği hastalıkları nedeniyle monosit üretimi azalabilir.

Viral enfeksiyonlar: Bazı viral hastalıklar (örneğin, viral kanamalar) monosit seviyelerinde düşüşe neden olabilir.

İleri derece enfeksiyonlar: Şiddetli enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin tükenmesine yol açarak monosit sayısının düşmesine sebep olabilir.

Kortikosteroid kullanımı: Steroid tedavisi (örneğin, prednizon) bağışıklık sistemini baskılayarak monosit sayısının düşmesine yol açabilir.

TROMBOSİTLER (PLATELETLER) 

Trombositler, kemik iliğinde üretilen, çekirdek içermeyen disk şeklinde hücre parçacıklarıdır. Kanın pıhtılaşma sisteminde temel rol oynarlar.

Yapısal olarak trombositlerin yüzeyi, pıhtılaşma faktörlerini aktive edebilen çeşitli reseptörler ve glikoproteinler içerir. İçerdiği granüller, kanama bölgesine yönlendirilerek pıhtılaşmayı sağlar.

Trombosit Parametreleri

1- Trombosit Sayısı (PLT – Platelet Count)

Kandaki toplam trombosit sayısını ifade eder. Hemogramda genellikle bin/µL (K/µL) cinsinden ölçülür.

Trombositoz( yüksek PLT ):

  • Travma
  • Splenektomi Yi takiben,
  • Hemoraji demir eksikliği ile sonuçlandığında,
  • Değişik kronik yangısal hastalıklarda

Trombositopeni: Trombosit üretimin azalması

– Toksik ilaçlar ve kimyasal maddeler

– Üremi, septisemi, endotoksemi 

– Enfeksiyonlar

  • Viral (Enfeksiyöz canin hepatitis, CPV, Distemper, Atların enfeksiyöz anemisi)
  • Riketsiyal (Erlişyoz)
  • Bakteriyel (Leptospiroz, salmonelloz)
  • Protozoal (Babesia)
  • Fungal (Histoplasmosis, Candidiazis)
  • Kemik iliği infiltrasyonu (Neoplazma, Lökemiler)
  • Hiper adrenokortizm

2- Ortalama Trombosit Hacmi (MPV – Mean Platelet Volume)

Trombositlerin ortalama hacmini femtolitre (fL) cinsinden ölçer.

Yüksek MPV: Regeneratif süreçlerin bir göstergesi olabilir, kemik iliği daha büyük trombositler üretebilir. Ayrıca, bazı enflamasyon ve enfeksiyon durumlarında da artabilir.

Düşük MPV: Kemik iliği yetmezliği ve trombosit üretim bozukluklarında küçük trombositler üretilebilir.

Kaynaklar:

Thrall, M. A., Weiser, G., Allison, R. W., & Campbell, T. W. (2012). Veterinary Hematology and Clinical Chemistry. John Wiley & Sons.

Harvey, J. W. (2012). Veterinary Hematology: A Diagnostic Guide and Color Atlas. Elsevier Health Sciences.

Stockham, S. L., & Scott, M. A. (2008). Fundamentals of Veterinary Clinical Pathology. Blackwell Publishing.

Kaneko, J. J., Harvey, J. W., & Bruss, M. L. (2008). Clinical Biochemistry of Domestic Animals. Academic Press.

Jain, N. C. (1993). Essentials of Veterinary Hematology. Lea & Febiger.

Hemogram (Tam Kan Sayımı) Nedir ?

Tam kan sayımı (hemogram), veteriner hekimlikte sıkça kullanılan temel laboratuvar testlerinden biridir. Hemogram, kan hücrelerinin miktarını ve özelliklerini değerlendirerek çeşitli hastalıkların teşhis ve takibinde önemli bir rol oynar. Hemogram testi için mor kapaklı (EDTA’lı) tüp kullanılır. Bunun sebebi, tüpün içeriğinde etilen diamin tetraasetik asit (EDTA) bulunmasıdır. EDTA, kalsiyumu bağlayarak pıhtılaşmayı önler. Böylece kan sıvı halde kalır ve analiz için uygun olur. Numune alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir;

  • Tüpün yeterince dolması gerekir çünkü EDTA/kandaki oran bozulursa hematolojik değerlerde yanlışlık oluşabilir. Önerilen kan-hacim oranı: 1 mg EDTA / 1 mL kan
  • Kan alındıktan hemen sonra tüp birkaç kez nazikçe çevrilerek karıştırılmalıdır (çalkalanmamalıdır, aksi takdirde hemoliz olabilir).
  • Oda sıcaklığında veya 4°C’de kısa süreli saklanabilir, ancak uzun süre bekletilmemelidir.

Hemogram, üç ana hücre grubunu değerlendirir:

1. Eritrositler (Kırmızı Kan Hücreleri)

2. Lökositler (Beyaz Kan Hücreleri)

3. Trombositler (Plateletler)

Bunlarla birlikte hemogramda eritrositlerin ve lökositlerin bazı özel parametreleri de incelenir.

ERİTROSİT (RBC – Red Blood Cells) PARAMETRELERİ 

1- RBC: 

Kandaki toplam kırmızı kan hücresi (eritrosit) sayısını ifade eder ve genellikle milyon hücre/µL (M/µL) olarak ölçülür.

Yüksek RBC: Polisitemi, dehidrasyon veya hipoksiye yanıt olarak artış gösterebilir.

Düşük RBC: Anemi, kan kaybı, kemik iliği yetmezliği veya kronik hastalıklarla ilişkilidir.

2- HGB (Hemoglobin Konsantrasyonu):

Hemoglobin, eritrositlerde bulunan ve oksijen taşınmasını sağlayan demir içeren proteindir. Hemogramda genellikle gram/dL (g/dL) cinsinden ölçülür.

Yüksek HGB: Dehidrasyon veya polisitemi durumlarında görülebilir.

Düşük HGB: Anemi, kan kaybı veya kronik hastalık durumlarında ortaya çıkar.

3- HCT (Hematokrit veya PCV):

Kandaki eritrositlerin toplam hacme oranını yüzdelik (%) olarak ifade eder.

Yüksek HCT: Dehidrasyon, polisitemi veya hipoksi durumlarında artar.

Düşük HCT: Anemi veya kan kaybında düşer.

4- MCV (Mean Corpuscular Volume – Ortalama Eritrosit Hacmi)

Eritrositlerin ortalama büyüklüğünü femtolitre (fL) cinsinden ölçer. MCV ve MCHC klinik olarak en faydalı eritrosit indeksleridir ve aneminin ayırıcı tanısında 

yardımcı olabilir.

– Normal (Normositik)

– Normalden küçük (Mikrositik)

– Normalden Büyük (Makrositik)

Yüksek MCV (Makrositoz): Regeneratif anemi (kan kaybı veya hemoliz sonrası kemik iliği yanıtı), B12 veya folik asit eksikliği.

Düşük MCV (Mikrositoz): Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık anemisi veya bazı ırksal faktörler (örneğin Akita köpeklerinde doğal olarak düşük olabilir).

5- MCH (Mean Corpuscular Hemoglobin – Ortalama Eritrosit Hemoglobini)

Eritrosit başına düşen ortalama hemoglobin miktarını pikogram (pg) cinsinden ifade eder.

Yüksek MCH: Makrositik anemilerde görülebilir.

Düşük MCH: Demir eksikliği anemisi veya mikrositik anemilerde görülür.

6- MCHC (Mean Corpuscular Hemoglobin Concentration – Ortalama Eritrosit Hemoglobin Konsantrasyonu)

Eritrositlerdeki hemoglobinin ortalama konsantrasyonunu gram/dL (g/dL) cinsinden ölçer.

Yüksek MCHC (Hiperkromi): MCHC’nin fizyolojik olarak normalden fazla olması mümkün olmadığından, yüksek değer her 

zaman artefakttır. Genellikle ölçüm hatasıdır, bazı hemolitik anemilerde de görülebilir. 

Düşük MCHC (Hipokromi): Demir eksikliği anemisi veya kronik hastalık anemisi.

7- RDW (Red Cell Distribution Width – Eritrosit Dağılım Genişliği)

Eritrositlerin boyutundaki değişkenliği gösteren bir yüzdelik değerdir.

Yüksek RDW: Anizositoz (eritrosit büyüklük farkı) varlığını gösterir ve rejeneratif anemilerde sıklıkla görülür. Demir eksikliği anemisi, B12 ve folik asit eksikliği, karaciğer hastalıkları, bazı kan hastalıklarını işaret edebilir. 

Düşük RDW: Genellikle klinik olarak anlamlı değildir.

BEYAZ KAN HÜCRELERİ (LÖKOSİTLER)

Lökositler, hayvanların bağışıklık sisteminin temel unsurlarıdır ve vücudu enfeksiyonlara, yabancı maddelere ve hastalıklara karşı korurlar. Hemogram testinde, toplam lökosit sayısı (WBC) ve farklı lökosit türlerinin yüzdeleri belirlenir. 

WBC (White Blood Cell Count) → Toplam Beyaz Kan Hücresi Sayısı

Lökositozis (Leucocytosis) (WBC yüksekliği): mm3 kanda lökosit sayısının referans sınırların üzerine çıkması olarak tanımlanır. 

a) Fizyolojik Lökositozis: Doğum, taşikardi, yabancı çevre, korku, bedensel aktivitede artış gibi nedenlere bağlı olarak artar.

b) Patolojik Lökositozis: Bakteri mantar, protozoa ve rikatsial lokal ve sistemik enfeksiyonlara bağlı olarak artar.

• Endojen entoksikasyon nedenleri olan ince bağırsak toksinlerinin absorpsiyonu,

• Diabetik Ketoasidosis, 

• Üremik sendrom halleri

• Eksojen toksiteler ( Pb, Talyum, NaCl zehirlenmeleri) 

• İrreversibl karakterdeki lökositozis lökemik lökoziste oluşur. 

• S.S.S. yangıları, tümör ve travmaları ile şok hallerinin iyileşme dönemlerinde görülür.

Lökopeni (WBC düşüklüğü): Total lökosit sayısının referans sınırlar altına düşmesidir. 

• Özellikle CPV ve Domuz Vebası gibi viral hastalıklarda,

• Lökosit yıkımının aşırı düzeyde olduğu perakut peritonitis, pleuritis, endotoksik veya anafilaktik şok hallerinde, 

• Özellikle hücre zehirleri ve sitostatikler (Vincristin, Cyclophosphamid) lökopeniye neden olurlar.

• Kemik iliğinde yıkıma neden olan hastalıkların da sebep olduğu söylenebilir. 

Lökositler 5 ana gruba ayrılır;

1. GRANULOSITLER: İçlerinde granüller bulunan lökositlerdir. 

Üç tipi vardır:

NEU (Neutrophil) → Nötrofiller

EOS (Eosinophil) → Eozinofiller

BASO (Basophil) → Bazofiller

A)Nötrofiller:  Çubuk (genç) ve Parçalı (Yaşlı) çekirdekli kan hücreleridir. Granüllerinde içerdikleri lizozomal enzimler sayesinde fagositoz ve diapedesis aktivitesi göstererek dokulara sızarlar. Şemotaksis özellikleri nedeniyle zarar gören doku ve organlara göçerler. 

Fizyolojik Nötrofili 

• Sempatik Sistemin Uyarılması

• Aşırı bedensel aktivite.

Patolojik Nötrofili 

• Bakteriyel enfeksiyon hastalıkları,

• Endojen ve eksojen entoksikasyonlar,

• Vücut veya yabancı proteinlerin rezorpsiyonu, 

• Aşırı duyarlılık halleri,

• Büyük hemorajiler 

Nötropeni:

• Nötrofil lökosit sayısında azalmadır.

• Viral enfeksiyon hastalıklarında granülosit üretiminin azalmasından 

• Lenfosit proliferasyonundan (septik şok) ileri gelir. 

• Kemik iliği yıkımına neden olan entoksikasyon, miyeloik lökozis, ve kemik iliği tümörlerinde nötrofil üretimi azalır.

B)Eozinofiller: 

• Aşırı duyarlılık hallerinde rol oynarlar.

• Otoimmun hastalıklarda ve allerjik yangılarda kemik iliğinden hızla mobilize olarak eozinofili meydana gelir.

• Eozinopeni kortikosteroid veya ACTH salgılanımına bağlı olarak stres hallerinde veya Cushing sendromunda görülür.

C)Bazofiller:

• Atlarda bazofil lökosit artışı; allerjik hastalıklarda ve hiperlipemi hallerinde

• Köpeklerde Dirofilariosis hallerinde

• Ağır metal zehirlenmelerinde

2. AGRANULOSITLER: İçlerinde belirgin granüller bulunmaz. İki tipi vardır:

LYM (Lymphocyte) → Lenfositler

MONO (Monocyte) → Monositler

A)Lenfositler: Viral enfeksiyonlara karşı savunmada ve antikor üretiminde rol alırlar. Kronik enfeksiyonlarda veya bazı immünolojik hastalıklarda sayıları artabilir.

Lenfositozis (Lymphocytosis): Lenfosit sayısının artmasıdır. (Genç hayvanlarda fizyolojiktir.)

• Patolojik olarak ise enfeksiyon hastalıklarının iyileşme dönemlerinde, kronik yangı ve viral enfeksiyonlarda. 

• Lenfatik lökozis’de lenfosit oranı % 100 oranında artar. 

• Hemapoetik sistemi etkileyen lenfosarkomlarda ve lenfatik lökemi hallerinde lenfosit sayısı artar.

Lenfositopeni (Lymphocytopenia):Lenfosit sayısında azalma.

• Kısa veya uzun sürelidir. 

• Lenfoid dokuların kronik yangısına yol açan hastalıklarda (Distemper), 

• Kortikosteroid uygulamalarında,

• Akut stres hallerinde,

• Cushing sendromu’nda görülür. 

B)Monositler: Hayvanların bağışıklık sisteminin durumu ve enfeksiyonlarla mücadele kapasitesinin değerlendirilmesinde önemli bir yer tutar. Monositler, enfeksiyonlara karşı vücutta savunma mekanizması olarak görev yapan beyaz kan hücreleridir ve bağışıklık tepkilerini düzenler.

Monositoz:

Enfeksiyonlar: Özellikle bakteriyel enfeksiyonlar, virüsler (örneğin, köpeklerde parvovirüs) ve bazı parazitik hastalıklar ( leishmaniasis gibi )

Enflamasyon: Bağ dokusu hastalıkları, artrit gibi inflamatuar hastalıklar.

Bağışıklık sistemi bozuklukları: Otoimmün hastalıklar (örneğin, lupus).

Kanserler: Lösemi ve lenfoma gibi kanserler, monosit sayısını artırabilir.

Stres: Şiddetli stres veya travma da monosit sayısında artışa yol açabilir.

Monositopeni:

Monosit seviyesindeki azalma, genellikle daha nadir görülür.

Kemik iliği bozuklukları: Kemoterapi, radyasyon tedavisi veya bazı kemik iliği hastalıkları nedeniyle monosit üretimi azalabilir.

Viral enfeksiyonlar: Bazı viral hastalıklar (örneğin, viral kanamalar) monosit seviyelerinde düşüşe neden olabilir.

İleri derece enfeksiyonlar: Şiddetli enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin tükenmesine yol açarak monosit sayısının düşmesine sebep olabilir.

Kortikosteroid kullanımı: Steroid tedavisi (örneğin, prednizon) bağışıklık sistemini baskılayarak monosit sayısının düşmesine yol açabilir.

TROMBOSİTLER (PLATELETLER) 

Trombositler, kemik iliğinde üretilen, çekirdek içermeyen disk şeklinde hücre parçacıklarıdır. Kanın pıhtılaşma sisteminde temel rol oynarlar.

Yapısal olarak trombositlerin yüzeyi, pıhtılaşma faktörlerini aktive edebilen çeşitli reseptörler ve glikoproteinler içerir. İçerdiği granüller, kanama bölgesine yönlendirilerek pıhtılaşmayı sağlar.

Trombosit Parametreleri

1- Trombosit Sayısı (PLT – Platelet Count)

Kandaki toplam trombosit sayısını ifade eder. Hemogramda genellikle bin/µL (K/µL) cinsinden ölçülür.

Trombositoz( yüksek PLT ):

  • Travma
  • Splenektomi Yi takiben,
  • Hemoraji demir eksikliği ile sonuçlandığında,
  • Değişik kronik yangısal hastalıklarda

Trombositopeni: Trombosit üretimin azalması

– Toksik ilaçlar ve kimyasal maddeler

– Üremi, septisemi, endotoksemi 

– Enfeksiyonlar

  • Viral (Enfeksiyöz canin hepatitis, CPV, Distemper, Atların enfeksiyöz anemisi)
  • Riketsiyal (Erlişyoz)
  • Bakteriyel (Leptospiroz, salmonelloz)
  • Protozoal (Babesia)
  • Fungal (Histoplasmosis, Candidiazis)
  • Kemik iliği infiltrasyonu (Neoplazma, Lökemiler)
  • Hiper adrenokortizm

2- Ortalama Trombosit Hacmi (MPV – Mean Platelet Volume)

Trombositlerin ortalama hacmini femtolitre (fL) cinsinden ölçer.

Yüksek MPV: Regeneratif süreçlerin bir göstergesi olabilir, kemik iliği daha büyük trombositler üretebilir. Ayrıca, bazı enflamasyon ve enfeksiyon durumlarında da artabilir.

Düşük MPV: Kemik iliği yetmezliği ve trombosit üretim bozukluklarında küçük trombositler üretilebilir.

Kaynaklar:

Thrall, M. A., Weiser, G., Allison, R. W., & Campbell, T. W. (2012). Veterinary Hematology and Clinical Chemistry. John Wiley & Sons.

Harvey, J. W. (2012). Veterinary Hematology: A Diagnostic Guide and Color Atlas. Elsevier Health Sciences.

Stockham, S. L., & Scott, M. A. (2008). Fundamentals of Veterinary Clinical Pathology. Blackwell Publishing.

Kaneko, J. J., Harvey, J. W., & Bruss, M. L. (2008). Clinical Biochemistry of Domestic Animals. Academic Press.

Jain, N. C. (1993). Essentials of Veterinary Hematology. Lea & Febiger.

Yorum bırakın

Trend