Medusa Miti ve Sanat Alanındaki Yansımaları

Medusa, Yunan mitolojisinin en dikkat çekici figürlerinden biri olarak, yılan başlı bir gorgo olarak tanınır. Bakışlarıyla taşlaştırma gücüne sahip olan Medusa’nın bu gücü bir lanetin sonucudur. Rivayetlere göre, büyüleyici güzelliği tanrıçaların kıskançlıklarını ve tanrıların arzularını uyandırır. Poseidon, Athena’nın tapınağında Medusa’ya tecavüz eder ve Athena, tapınaktaki bu saygısızlığa öfkelenerek Medusa’yı bir canavara dönüştürür; saçları yılanlara dönüşür ve güzelliği dehşetle birleşir.

Medusa’nın miti, sanat ve kültürlerde farklı yorumlarla varlığını sürdürmüştür. Antik mimaride, Medusa başı, bulunduğu yeri koruduğuna inanılarak tapınak ve sarayların süslemeleri arasında yer alır. Bizans’taki Yerebatan Sarnıcı’nda Medusa başı üç farklı konumda tasvir edilmiştir, her biri farklı bir hikaye ve lanetle şekillenmiştir.

Medusa, hem korku hem de estetiğin birleştiği bir figür olarak, hem bir lanet hem de bir koruyucu sembol haline gelir. Aynı şekilde, Bacillus anthracis bakterisi de çevresel koşullara karşı dirençli, ölümcül hastalıklara yol açabilen bir mikrop olarak, mitoloji de olduğu gibi mikrobiyolojide de yıkıcı güçlerin simgesi olarak görülebilir.

A statue of a person with a chain on his head

AI-generated content may be incorrect.

Bacillus anthracis: Morfolojik ve Kültürel Özellikleri

Bacillus anthracis, Gram-pozitif, zorunlu aerop veya fakültatif anaerop metabolizmaya sahip, merkezi veya subterminal endospor oluşturan, çomak şeklinde bir bakteridir. Hücre boyutları 1,2-10 μm uzunluğunda ve 0,5-2,5 μm genişliğindedir. Endospor formundaki yapıları, yüksek sıcaklık, düşük sıcaklık, ultraviyole ışınları, çok uç pH koşulları gibi çevresel stres etmenlerine karşı oldukça dirençlidir.  

İn vivo ortamda, anaerobik koşullar altında ve ortamda bikarbonat varlığında D-glutamik asitten oluşan polipeptid kapsül sentezleyebilmektedir. Tanısal açıdan büyük öneme sahip olan M’Fadyean reaksiyonunda, polikrom metilen mavisi ile boyama sonucunda, bakteriyel hücreler mavi renkte, kapsüler yapı ise pembe renkte gözlemlenmektedir.  

Laboratuvar izolasyonunda, rutin besiyerlerinde (Kanlı Agar, Nutrient Agar vb.) 37°C’de kolaylıkla üreyebilmektedir. Klinik örnekler dışında kalan çevresel materyaller (toprak, kıl, toz gibi) ise, selektif besiyerlerine ekimleri gerçekleştirilebilir.

Kültürel özellikleri açısından, R formundaki koloniler mat görünümlü, pürüzlü ve yapışkan yapıdadır.. Kanlı agarda beyaz veya gri-beyaz renkte gelişen bu koloniler, kenarlarında belirgin dalgalı çıkıntılar oluşturarak, uzayan ipliksi uzantılarıyla karakterize edilmektedir. Bu morfolojik yapı, mitolojik bir figür olan Medusa’nın saçlarına benzetilmiş olup, türün ayırt edici kültürel özelliklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

A close-up of a red and black swirl

AI-generated content may be incorrect.

Antraks (Şarbon) Bulaş Yolları, Duyarlı Türleri ve Klinik Belirtileri

Şarbon, Bacillus anthracis‘in neden olduğu, zoonotik karakterde ve yüksek bulaşıcılığa sahip bir enfeksiyöz hastalıktır. Bulaş yolları, enfeksiyonun klinik formuna bağlı olarak farklılık göstermektedir:  

Deri Şarbonu: Enfekte hayvanların deri, yün, kıl, kemik ve et gibi ürünleriyle doğrudan temas sonucu gelişir.  

Bağırsak Şarbonu: Bakteri sporlarıyla kontamine olmuş hayvansal gıdaların, özellikle de etin tüketilmesiyle meydana gelir.  

Akciğer Şarbonu: Şarbon sporlarının aerosol formda inhalasyonu sonucunda oluşur ve en ciddi formudur.  

Hastalığa duyarlı türler arasında sığır, koyun, keçi, manda, deve, domuz, at ve etçil memeliler (karnivorlar) bulunmaktadır. İnsanlarda ise hastalık en sık deri formu şeklinde gözlemlenmekte olup, bu form genellikle lokalize seyreder ve septisemiye neden olmaz. Ancak akciğer ve bağırsak formları, sistemik yayılım göstererek septisemi gelişimine yol açabilmekte ve ölümcül seyredebilme potansiyeline sahiptir.

Klinik Bulgular  

Hastalığın klinik belirtileri, etkilenen tür ve enfeksiyonun yayılımına bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, genel patolojik bulgular şunlardır:  

– Vücut ısısında belirgin artış (hipertermi)

– Splenomegali (dalak büyümesi)  

– Kanın koyu renkte olması ve pıhtılaşmaması

– Subkutan ve subserozal dokularda yaygın serohemorajik infiltrasyonlar

     Özellikle akut seyirli olgularda, ani ölüm sık karşılaşılan bir durum olup, ölüm sonrası rigor mortisin gelişmemesi ve vücut orifislerinden koyu, katransı kıvamda ve pıhtılaşmayan kan akışı tipik nekropsi bulguları arasındadır.

Tanı ve Ayırıcı Tanı

Antraksın klinik tanısında, batı ülkeleri kadar hastalığın endemik olarak görüldüğü bölgelerde de vakaların azalmasıyla birlikte teşhisinde güçlükler yaşanabilmektedir. Bu durum, özellikle şüpheli olguların laboratuvar testleri ile desteklenmesini zorunlu kılmaktadır.  Antraks; ihbari mecburi bir hastalık olup, hastalıktan şüpheli ve ölmüş hayvanlarda NEKROPSİ yapılmamalıdır.

Klinik ve Mikrobiyolojik Tanı

– Lezyon Morfolojisi: Deri şarbonunda lezyonun boyutu ve ödem oranı önemli tanısal ipuçları arasındadır.  

– Mikrobiyolojik İnceleme: Veziküler sıvıdan veya lezyondan alınan sürüntü örneklerinin Gram boyaması ile incelenmesi sonucunda, Gram-pozitif çomaklar ile seyrek lökosit varlığı tanı açısından büyük önem taşımaktadır.  

– M’Fadyean Reaksiyonu: Polikrom metilen mavisi boyaması ile kapsül varlığının gösterilmesi, tanıyı destekleyen spesifik bir bulgudur.  

– Kültürel Yöntemler: Klinik materyallerin kanlı agar gibi besiyerlerine ekimiyle karakteristik Rough tipi kolonilerin gözlemlenmesi;  

– Moleküler ve Serolojik Testler: PCR ve ELISA gibi ileri tanı yöntemleri, Bacillus anthracis’e özgü genetik ve serolojik belirteçlerin tespitinde kullanılmaktadır.  

Ayırıcı Tanı

Şarbonun alışılmadık klinik görünümleri, nadir karşılaşılan hastalıklarla karıştırılabileceğinden ayırıcı tanıda dikkatli olunmalıdır. Özellikle kahverengi keşiş örümceği (Loxosceles reclusa) ısırıkları, şarbon lezyonlarına benzer şekilde siyah kabuklu eskar ve ödem oluşumuna neden olabilmektedir. Ancak, şarbon lezyonlarının ağrısız olması bu noktada kritik bir ayırt edici özelliktir.  

Lenf nodlarının hassasiyetsiz olması da şarbon tanısında dikkate alınması gereken bir diğer ayırt edici kriterdir. Şarbonun ayırıcı tanısında değerlendirilmesi gereken diğer hastalıklar şunlardır:  

– Tularemi(Francisella tularensis)  

– Çalılık tifüsü(Orientia tsutsugamushi)  

– Fare ısırığı hastalığı (Streptobacillus moniliformis, Spirillum minus)  

– Blastomikoz(Blastomyces dermatitidis)  

– Kancalı kurt parazitozları (Ancylostoma spp.)  

Mycobacterium marinum enfeksiyonları

Ayırıcı tanı sürecinde, hastalığın epidemiyolojik geçmişi, klinik belirtileri ve laboratuvar testlerinin bir arada değerlendirilmesi, kesin teşhis açısından büyük önem arz etmektedir.

A close-up of a black spot on a person's neck

AI-generated content may be incorrect.
A hand with a bruise on it

AI-generated content may be incorrect.

Koruma ve Kontrol

Şarbonun kontrol altına alınması ve hastalıktan korunma, enfeksiyon kaynağının ortadan kaldırılması, duyarlı bireylerin aşılanması ve çevresel dekontaminasyon gibi çok yönlü stratejileri içermektedir. 

Bulaş Riskinin Azaltılması 

Bacillus anthracis sporları, toprakta uzun yıllar boyunca enfektif kalabilme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, hastalığın endemik olduğu bölgelerde çiftçiler, veteriner hekimler, mezbaha çalışanları ve laboratuvar personeli gibi yüksek risk grubunda yer alan bireylerin kontamine materyallerin enfektivitesinin farkında olmaları hayati önem taşımaktadır.  

Antraks ile mücadelede temel önleyici tedbirler şunlardır:  

– Enfekte hayvanların kesilmemesi ve tüketilmemesi,  

– Şarbon nedeniyle ölen hayvanların etinin insan ve diğer hayvanlar tarafından tüketilmesini önlemek amacıyla yakılması veya en az 2 metre derinliğe kireç ile birlikte gömülmesi,  

– Enfekte hayvanın temas ettiği yüzeylerin ve çevrenin uygun dekontaminasyon protokolleri ile temizlenmesi.

Aşılama Stratejileri

Hayvanlarda Aşılama

İlk Antraks aşısı, 1926 yılında Süreyya Tahsin Aygün tarafından ‘Türk Universal Antraks Aşısı’ adıyla geliştirilmiştir. Daha sonra 1937 yılında Dr. Max Sterne tarafından özellikle çiftlik hayvanları için Max Sterne aşısı geliştirilmiştir. Hayvanların immunizasyonunda atenüe canlı spor aşıları kullanılmaktadır. Ancak, bu aşının enfeksiyona yol açma riski bulunduğundan insanlarda uygulanmamaktadır.  Sterne Aşısı hayvanlarda yapılan aşılamalara bir örnektir.

İnsanlarda Aşılama

İnsanlar için protektif antijen (PA) içeren aşı kullanılmaktadır. Bu aşı, hastalığa karşı etkin bir bağışıklık yanıtı oluşturarak korunmayı sağlamaktadır. İnsanlarda kullanılan aşılara örnek olarak Anthrax Vaccine Adsorbed (AVA) – BioThrax®. Aşılama protokolü şu şekilde uygulanmaktadır:  

– 0. ve 4. Haftalarda ilk dozlar,  

– 6., 12. ve 18. aylarda hatırlatma dozları,  

– Devam eden yıllarda yıllık tek doz şeklinde kas içi (intramüsküler) enjeksiyon ile uygulanmaktadır.  

Aşılama programlarının düzenli bir şekilde uygulanması, hem hayvan popülasyonunda enfeksiyonun yayılımını önlemek hem de mesleki risk grubundaki bireyleri korumak açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu blog yazısı Doç. Dr. Hüban GÖÇMEN tarafından onaylanmıştır.

Kaynakça:

Brossier, F., & Mock, M. (2001). Toxins and virulence of Bacillus anthracisCurrent Opinion in Microbiology, 4(1), 78–81.

Kalender, H., & Kılıç, A. (2006). Doğu Anadolu Bölgesindeki bazı illerde 2001-2005 yılları arasında hayvanlarda görülen anthrax olguları. YYÜ Veteriner Fakültesi Dergisi, 17(1-2), 45-47.

Martin, G.J., Friedlander, A.M., 2010. Bacillus anthracis (Anthrax). In: Mandell GL, Bennet JE, Dolin R (eds). Principles and Practice of Infectious Diseases (7th ed).Churchill Livingstone Elsevier Philadelphia. 2715-2725.

Öğütlü, A. (2012). Şarbon. Journal of Experimental and Clinical Medicine, 29, S155-S162. doi:10.5835/jecm.omu.29.s3.011

Perçin, D. (2011). Şarbon basillerinde antibiyotik direnci. ANKEM Dergisi, 25(Ek 2), 97-99. Erişildiği adres: ANKEM Dergisi

Turnbull, P. C. B. (2008). Anthrax in Humans and Animals (4th ed.). World Health Organization.
Link: https://www.who.int/publications/i/item/9789241547536

Ünsal Coruk, H. (2021). Medusa miti üzerinden sanatta yeniden anlamlandırma ve yeniden üretim. ViraVerita E-Journal: Interdisciplinary Encounters, 13, 192 208. https://doi.org/10.47124/viraverita.876274

İnternet Kaynağı

Trend